Ölüm çiçeği nedir bilir misiniz?
Mezarların üstünde açar ölüm çiçeği. Altındaki cesetlerin zenginleştirdiği topraktan coşup fışkırır. Ölülerden can bulur, kayıp ruhların bedenlerinden kavuşur yaşamına. Misk otu yalnızca kendisinden beslenen mavi kelebekleri çeker, çıldırtır, masmavi danslarında yaşam verir onlara.
Yüzlerce, binlerce ceset üzerinde yükselen yeni bir yaşam biçimi şekillenir zamanla. Ölü bedenler derinlerde gömülüdür. Dikkatle gizlenmiştir toplu mezarlar. Yemyeşil bir bitki örtüsünün altında yatarken yüzbinler, doğaya hayran insanlar, çocuklar kim bilir kaç kez yuvarlanmışlardır üstünde ölülerinin.
Yüreğiniz kaybolan ölülerinizde, gözleriniz kelebeklerin dansında ölüm çiçeklerini aradınız mı hiç?
Biliyorsunuz ki o çiçeklerin altında gizli yitirdiğiniz canlar, tükenmiş umutlarınızın siyahında uçuşuyor o masmavi kelebekler.
O çiçekler sapsarıdır ve taç yapraklarının üstünde kıpkırmızı lekeler vardır. Kan lekeleri insanlığın.
Bir zamanlar kanla sulanan topraklar, rengarenk çiçeklere ev sahipliği yapıyor şimdi. Çiçekler rüzgara anlattırıyor hayat buldukları ölülerin renklerini, kokularını, özlerini.
Kapa gözlerini, uzan toprağa ve fısılda rüzgara: Bosno moja ti si moja mati....Bosno majko Srebrenice sestro....
Bosna’m, sen benim annemsin, Bosna annem, Srebrenitsa ablam....
Yer Srebrenitsa. Aylardan Temmuz, günlerden 11. Kod adı ''Krivaya 95''. Harekatı yapan Srpska Cumhuriyeti Ordusu.
1995 yılının bu yaz gününde Bosnalı Müslümanlar II. Dünya Savaşından sonra meydana gelen tarihin en büyük soykırımına uğradılar. Sırp milisler, özel polis güçleri ve Sırbistan Federal Ordusu topladıkları, tecavüz ettikleri ve işkenceden geçirdikleri binlerce Bosnalı müslümanı çocuklarının, kardeşlerinin önünde katlettiler ve cansız bedenlerini yine onlara gömdürdüler.
O gün 8500'den fazla insan katledildi orada. Şimdiye dek bulunan 42 toplu mezardaki 2070 cesedin kimlik tespiti yapılabildi, küçük parçalara bölünmüş 7000 den fazla ceset hala torbalarda bekletilmekte. Bazı cesetler defalarca toplu mezarlardan çıkartılarak başka yerlere taşınıp tekrar gömülmüştü. Hala 22 kayıp toplu mezar olduğu biliniyor.
312 bin kişi öldü Bosna'da. 35 bini çocuktu. Bosna'nın geleceğini bitirmekti amaç. 50 bin kadına tecavüz edildi. 18 bin kişi hala kayıp. Rakamların dili bile acıklı, dehşet veren bir utancı insanlığın.
Birleşmiş milletler soykırım demiyor, ''etnik temizlik'' olarak adlandırıyor Bosna'daki ölümleri.
Mezarların üstünde açar ölüm çiçeği. Altındaki cesetlerin zenginleştirdiği topraktan coşup fışkırır. Ölülerden can bulur, kayıp ruhların bedenlerinden kavuşur yaşamına. Misk otu yalnızca kendisinden beslenen mavi kelebekleri çeker, çıldırtır, masmavi danslarında yaşam verir onlara.
Yüzlerce, binlerce ceset üzerinde yükselen yeni bir yaşam biçimi şekillenir zamanla. Ölü bedenler derinlerde gömülüdür. Dikkatle gizlenmiştir toplu mezarlar. Yemyeşil bir bitki örtüsünün altında yatarken yüzbinler, doğaya hayran insanlar, çocuklar kim bilir kaç kez yuvarlanmışlardır üstünde ölülerinin.
Yüreğiniz kaybolan ölülerinizde, gözleriniz kelebeklerin dansında ölüm çiçeklerini aradınız mı hiç?
Biliyorsunuz ki o çiçeklerin altında gizli yitirdiğiniz canlar, tükenmiş umutlarınızın siyahında uçuşuyor o masmavi kelebekler.
O çiçekler sapsarıdır ve taç yapraklarının üstünde kıpkırmızı lekeler vardır. Kan lekeleri insanlığın.
Bir zamanlar kanla sulanan topraklar, rengarenk çiçeklere ev sahipliği yapıyor şimdi. Çiçekler rüzgara anlattırıyor hayat buldukları ölülerin renklerini, kokularını, özlerini.
Kapa gözlerini, uzan toprağa ve fısılda rüzgara: Bosno moja ti si moja mati....Bosno majko Srebrenice sestro....
Bosna’m, sen benim annemsin, Bosna annem, Srebrenitsa ablam....
Yer Srebrenitsa. Aylardan Temmuz, günlerden 11. Kod adı ''Krivaya 95''. Harekatı yapan Srpska Cumhuriyeti Ordusu.
1995 yılının bu yaz gününde Bosnalı Müslümanlar II. Dünya Savaşından sonra meydana gelen tarihin en büyük soykırımına uğradılar. Sırp milisler, özel polis güçleri ve Sırbistan Federal Ordusu topladıkları, tecavüz ettikleri ve işkenceden geçirdikleri binlerce Bosnalı müslümanı çocuklarının, kardeşlerinin önünde katlettiler ve cansız bedenlerini yine onlara gömdürdüler.
O gün 8500'den fazla insan katledildi orada. Şimdiye dek bulunan 42 toplu mezardaki 2070 cesedin kimlik tespiti yapılabildi, küçük parçalara bölünmüş 7000 den fazla ceset hala torbalarda bekletilmekte. Bazı cesetler defalarca toplu mezarlardan çıkartılarak başka yerlere taşınıp tekrar gömülmüştü. Hala 22 kayıp toplu mezar olduğu biliniyor.
312 bin kişi öldü Bosna'da. 35 bini çocuktu. Bosna'nın geleceğini bitirmekti amaç. 50 bin kadına tecavüz edildi. 18 bin kişi hala kayıp. Rakamların dili bile acıklı, dehşet veren bir utancı insanlığın.
Birleşmiş milletler soykırım demiyor, ''etnik temizlik'' olarak adlandırıyor Bosna'daki ölümleri.